ne tür kumar lisansı alınabilir haram 12

Ahlak konusunda en çok merak edilenler

Bütün kâinat hayat için olduğu halde, hayat ancak bunlar için feda edilir. İkaz dönemi ise, çocuğun ergenlikten önceki son virajdır. Burada çocuk, yavaş yavaş aile otoritesinden kurtulmaya başlar. Fakat yine de, duygularının etkisinden kurtulup iradesini tam olarak hakim kılamadığı için anne babasının zorlayıcı ve ikaz edici birtakım terbiye uygulamalarına muhatap olur. Küçük yaşlarda çocuğa abartılı şefkat göstermek ne kadar makul ise, bu dönemde biraz daha disiplini öne çıkarmak aynı oranda makuldur.

  • Bu modeldeki insanlar, elem ve sıkıntılara göğüs germişler ve zorluklar karşısında intihara teşebbüs etmemişlerdir.
  • Bunun gibi sünnetin nafile ve adab kısımları da ruhumuzun süsü ve güzelliğidir.
  • Küfre götüren sözleri öğrenmek de farzdır.

Halbuki, iman kuvvetinde birazcık ziyadelik ilim fazlalığıyla mukayese mi edilir!? İlimde birazcık üstünlük, beden sıhhatiyle tartıya mı girer!? Bedende bir parça sıhhat fazlalığı, servet çokluğuyla ölçüye mi sığar!? “Ya Rabbi beni hased edici eyleme, hased edilen eyle!” diye dua edilmelidir. Çünkü hased edici, hased edilende, kendinde bulunmayan bir kemal görmektedir. Bu hadiste önemli bir hastalığın ilacı var; zîra bir kimse, kendinden üstün kimseye bakınca, bu halin onda hased uyandırmayacağından emin olamaz. Bu haset hastalığının ilacı da kendinden aşağıda olana bakmasıdır.

O hâlde, nesl-i cedidi dinin elmas zinciriyle bağlamak, edep ve hayâ ile teçhiz etmek lazımdır ki, istikbalimizi sağlam temeller üzerine bina edelim. Öyle ise, en büyük himmet ve gayret, insanın ıslahına, terbiyesine, ahlâk ve faziletinin tekmiline sarf edilmelidir. Bozulan bütün içtimai çarkların yenilenmesi ve hayat bulması için tedavi, kalp ve dimağdan başlatılmalıdır. Buna göre çocuğa ilk önce dini açıdan önemli ve en temel telkinler yapılır. Çocuğun kulağına ezan ve kamet okunması, konuşmaya başladığında “La ilahe illallah” sözünün söyletilmesi, telkin faaliyetleri arasında sayılabilir. Özellikle çocuğun ahlâkî gelişim basamakları, bu çerçevede son derece önem arzetmektedir. Ahlâkî gelişimin birinci basamağı, bebeklik dönemidir. Bu dönemde çocuğun doğru ve yanlış hissi, sadece iyi ve kötüyle ilgili ne hissettiğidir. İkinci basamak, çocuğun yeni yürümeye başladığı dönemdir ve çocuk bu dönemde de, başkalarının anlattıklarından “doğru” ve “yanlış”ı öğrenir. Okul öncesi yıllara denk gelen üçüncü basamakta ise, çocuk aile değerlerini, sanki kendi değerleriymiş gibi, içselleştirmeye başlar; ve kendi davranışlarının sonuçlarını algılamaya, anlamaya başlar.

İbniAbidin hazretleri, caiz olmayan temimeyi bildirdikten sonra, nazar değmemesiiçin tarlaya kemik, hayvan kafası koymak caiz olduğunu bildirmektedir. Bakankimse, önce bunu görüp, tarlayı sonra görür. Mavi boncuk ve başka şeyleri buniyetle taşımanın temime olmayacağı, caiz olacağı buradan anlaşılmaktadır. İnsanresmi olan seccadede namaz kılmak caiz iken, Kâbe resmi olan seccadede namazkılmak caiz olmaz. Hürmet edilecek şeyleryere serilmemelidir. Müslümanbirinin, o sözleri, (Bugüne kadar Allah’ın izniyle geldik, bundan sonrasına daAllah kerimdir) mânâsında söylediğine hüsnüzan edilir. Sizin dediğiniz mânâdasöylemek elbette uygun olmaz. İcraatıonaylamak gibi düşünülürse elbette öyle söylemek uygun olmaz. Eğer,(Kâfirlerin, suçluların, hainlerin cezalandırılması ne kadar güzeldir) denmekisteniyorsa mahzuru olmaz. 17-(Allah yarattı demem döverim, almadan vermek Allah’a mahsus) gibi sözler küfürolmaz, ancak, Allahü teâlânın ismini,gereksiz yere kullanmak hürmetsizlik olur. Niyetebağlıdır, tevil edilirse küfür olmaz.

O hâlde “öldürme” kelimesi, ahd lâmı ile öldürmenin bir çeşidine, yani kısasa tahsis edilmedikçe vecize sahih olmaz. Böyle olunca da kısasın yaralar kısmı haric kalır. Bu bakımdan “Kısasta büyük bir hayat vardır.” ifadesi, bu açıdan üç yönden daha beliğdir. Çünkü her yönüyle sahihtir, açıktır, daha kapsamlıdır. Cünüp olan kimselerin yukarıda zikrettiğimiz şeyleri belli ölçüler içinde yapmasında bir sakınca yoktur. Yani cünüp olanın yemesi, içmesi, uyuması, toplum içinde bulunması mubahtır. Ancak mü’minin hem maddî hem de manevî olarak her zaman temiz olması gerekir. Bu delillere göre, cünüp olan kimsenin uyumadan önce abdest alması daha uygundur. Bu arada şunu da unutmadan söylemek gerekir. Bu uyuma işi namaz vaktinin geçirilmemesi şartına bağlıdır.

Sözün, muhâtap tarafından iyice anlaşılabilmesi için bazen tekrar edilmesi gerekebilir. Bu sebeple Kur’ân-ı Kerîm’de câlib-i dikkat vâkıâlar önemine binâen bir kaç kez tekrarlanmıştır. Meselâ şeytanın emr-i ilâhîye isyân edip secde etmemesi yedi yerde, Musâ (as)’a îmân eden sihirbazların durumu ise dört yerde tekrarlanmıştır. Bir kimse diğeri ile evlenmek, ortak veya komşu olmak, ona bir şeyi emanet etmek, onunla bir iş yapmak, ondan din ilmi öğrenmek… Istediğinde kendini korumak isteyen taraf, karşı tarafı tanıyan birisine “onun nasıl bir kimse olduğunu” sorarsa, bildiği kusurlarını açıklaması gerekir. Dince yanlış davrandığına inandığı bir kimsenin davranışını, dini bilen bir kimseye (mesela müftüye) anlatarak, doğru bilgi (fetva) alma teşebbüsünde bulunabilir. “Allah’a yemin ederim ki Resûlüllah’ın eli bir kadının eline dokunmadı. Sadece sözle onlardan biat aldı.” (2).

Published
Categorized as bht2

Leave a comment

อีเมลของคุณจะไม่แสดงให้คนอื่นเห็น ช่องข้อมูลจำเป็นถูกทำเครื่องหมาย *